Sarık giymek bir sünnettir; sarık Müslümanların şiarıdır; Müslüman başkalarından onunla ayrılır.

Münavi, "Sarık peygamberlerin sünnetidir" der.

Sarığın bir İslam şiarı olduğunda çoğunluk müttefiktir.

Ebu Davud'un ve daha başkalarının rivayet ettikleri "Müşriklerle bizim aramızdaki fark, kalansüveler üzerindeki sarıklardır" hadis-i şerifi diğer birçok rivayet de desteklemektedir.

Rasulullah'ın kendisini temsilen gönderdiği kimselere bizzat eliyle sarık sarması; Cebrail (as) ve meleklerin sarıklı olarak Müslümanlara yardıma gelmesi de sarığın bir şiar olduğunu gösterir. (Suyuti, el-Havi, I, 118; II, 196)

Sarığın vazgeçilmez bir şiar olduğundandır ki Yahudiler ve Hıristiyanların da sarık giymeleri halinde, onlara muhalefetin, sarığın terkle değil, rengini değişik tutmakla olduğu söylenmiştir.

Kaynak:

Faruk Beşer, Fıkıh Penceresinden Sosyal Hayatımız, (İstanbul: Nun Yayıncılık, 1993), II, 94-96

Ali (ra)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerfite Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki Allah, Bedir ve Huneyn günü bana şu sarığı saran meleklerle yardım etti. Muhakkak ki sarık (imâmet), kâfirlikle iman arasında (duran ve kafirliğe mani olan) bir engeldir."
(Ebu Davud et-Tayâlisî, el-Müsned, s. 23, nu: 154; Ali el-Muttaki, Kenzü'l-ummal, nu: 41139)
Rasulullah siyah sarık sarmış ve uçlarını omuzları arasına sarkıtmıştır (Müslim, Hacc, 84, nu: 1359; Ebu Davud, Libas 24, nu: 4077)
Cihada giden Abdurrahman b. Avf'ın siyah renkli sarığını eliyle sarmış ve dört parmak kadar sarkıtıp "sarığı böyle sar, şüphesiz bu daha güzeldir ve daha hoştur" demiştir (Beyhakî, Sünenü'l-kübra, VI, 590, nu. 13065)

Rasulullah'ın 
* sarıkla kılınan iki rekat namazın, sarıksız kılınan yetmiş rekattan üstün olduğu (Deylemi, Müsnedü'l-firdevs, II, 265, nu: 3233; Ali el-Muttaki, Kenzü'l-umal, XV, 306, nu: 41138)
* sarıkla kılınan nafile veya farz namazın, sarıksız kılınan yirmiş beş namaza denk olduğu; sarıkla kılınan bir cuma namazının sarıksız kılınan yetmiş cumaya denk olduğu; meleklerin cuma namazına sarıklı olarak katıldıkları ve güneş kayboluncaya kadar sarıklılara selam verdikleri (İbn Asakir, Tarihu Medineti Dımeşk, XXXVII, 354-355; Ali el-Muttaki, Kenzü'l-ummal, XV, 306, nu: 41139)
* mescide gelirken başı sarıkla kapatarak gelinmesi, sarığın Müslümanların tâcı (bir diğer rivayette: Müslümanların alametlerinden) olduğu (Münavi, Feyzü'l-kadir, I, 89, nu: 30; Ali el-Muttaki, Kenzü'l-ummal, XV, 307, nu: 41143)
takke (kalensüve) üzerine sarılan sarığın, Müslümanlarla müşrikler arasında ayrım olduğu; sarık saran kişiye başına doladığı her dolamaya karşılık kıyamet günü bir nur verileceği (Münavi, Feyzü'l-kadir, IV, 515, nu: 5725; Ali el-Muttaki, Kenzü'l-ummal, XV, 305, nu: 41134)
* sarıkların Arapların taçları olduğu, sarık sarma sayesinde ağırbaşlılığın artacağı, sarık sarana her dolamasına karşılık bir sevap verileceği, sarığı çözerken de her çözgüye karşılık bir hata silineceği (Ali el-Muttaki, Kenzü'l-ummal, XV, 30-308, nu: 41146)
dediği rivayet edilmiştir.

Kaynak:
Ahmet Mahmut Ünlü, "Şalvar, Cübbe ve Sarık Gibi Giysiler Sünnet Olup, 'Her Namazda Zinetinizi Takının' Emrine Dahildirler", Lalegül, Sayı: 3 (Mayıs 2013), s. 6-8