“Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi toptan helak ederdi. Yerinize, günah işleyen, fakat ardından tevbe ve istiğfar eden, böylece kendilerini mağfiret edeceği kimseler yaratırdı.”
Müslim, Tevbe, 9; Tirmizî, Daavât 105
“Bütün Ademoğulları hata edicidir. Hata edenlerin en hayırlısı tevbekar olanlardır.”
Tirmizi, Kıyamet 49; İbn Mace, Zühd 30
“Günahından tevbe eden, o günahı işlememiş gibidir.”
İbn Mace, Zühd 30; Taberani, Kebir, X, 150 (10281)
“Nasuh tevbe, günahı işlediğin anda pişmanlık duyman, Allah’tan affını dilemen, sonra da o günahı bir daha hiç işlememendir.”
Beyhakî, Şuabü’l-iman, IV, 374, hadis nu: 5457. Münavi, Feyzu’l-kadir, III, 285, hadis nu: 3413) “Ey îmân edenler, Allah’a nasûh bir tevbe ile tevbe edin.” (et-Tahrîm 66/8) “Nasûh”un mânası, kulun Rabbine tevbe ettiği şeyi artık dönmemecesine terk etmesidir.
“Ey insanlar! Ölmeden önce Rabbinize tevbe edin. Meşgul edilmeden önce sâlih amel ile Allah’a yaklaşın.”
İbn Mâce, “İkameti’s-Salât” 78; Kudâî, I, 420, hadîs nr.723; Beyhakî, Şuabu’l-îmân, III, 105, hadîs nr.3014; Deylemî, V, 275, hadîs nr.9618
“Kulun tevbesinden dolayı Yüce Allah’ın sevinci, sizden birisinin ıssız çölde devesini kaybedip tekrar bulduğu zamanki sevincinden daha fazladır.”
Buhari, Deavat 3; Müslim, Tevbe 3-8
“Allah Teala, gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Geceleyin günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüzün elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam edip gider.”
Müslim, Tevbe 31